Türkiye, bu yılın Ocak ayında Tehlikeli Maddelerin Karayolunda Taşınmasına Yönetmeliği’ni (ADR) yürürlüğe soktu. Bundan böyle piyasaya yeni çıkacak araçlarda ADR standardı aranacak. 2018 yılına kadar ise Türkiye’deki mevcut 20 bin aracın tamamının kademeli olarak ADR standartlarını karşılaması gerekecek. Peki Türkiye altyapı olarak buna hazır mı? ADR konusunda yeterli insan kaynağına sahip miyiz? Reysaş Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rasih Boztepe Hizmetix okurları için sorumuzu yanıtladı.
Tehlikeli Madde taşımacılığı hassa- siyet, donanım ve tecrübe gerektiren bir süreç. Tehlikeli madde taşımacılık sektörünün önde gelen oyuncuların- dan Reysaş, bu süreci hangi çözüm- lerle yönetiyor?
Reysaş olarak; 1998’den beri Tehlikeli Madde Taşımacılığında birçok ürün gru- bunda sektördeki birçok rmaya hizmet veriyoruz. Ülkemizde ADR standart
ve yönetmeliklerinin konuşulmadığı o dönemlerde bile biz yurt dışındaki üreti- cilerden ADR’li tankerler alarak bu hiz- meti gerçekleştiriyorduk. ADR’nin bir standartlar zinciri olduğunu düşünürsek; bunun bir aracın üretiminden, üretimin- de kullanılan mamul ve yarı mamulle- rinin de üretim süreçlerini kapsayan ve sadece araç ve ekipman standartları ile bağlı olmayıp dolum boşaltım noktaları, çalışanları ile hizmet alan ve verenler arasında nihai tüketicilere kadar geniş bir kapsamda toplumsal bir kültür olarak değerlendirilmeli. Sadece ADR’li araç yatırımı yaparak değil; bu ekipman-
ları kullanacak sürücülerin, yönetici personellerin bu konudaki eğitimlerine de öncelik vererek ilk etapta kendi bün-
Rasih Boztepe
yaptırtan, bunun için AR-GE çalışmaları yapan, ilk 9-10 kompartmanlı tanker rö- morkları dizayn ettirerek yaptırtan, araç üzerinden fatura kesimi ile milk-run uygulamasını ilk akaryakıt operasyonla- rında gerçekleştiren rmayız. Sonuçta; Türkiye’de ilk kritik yol haritaları,
riskli yerler, alternatif yollar çalışması- nı yaptık. Araçların ve operasyonların uydu ve GSM üzerinden izlenme ve kontrollerini ilk yapan rmalardan biriyiz.
üzerinde uçak yakıtı, benzin ve motorin taşımasını gerçekleştirdik.
Tehlikeli madde taşımacılığında nelere dikkat edilmesi gereklidir?
Tehlikeli madde taşımasında Türki- ye’deki tablo şu şekildedir; Türkiye’de yıllık 33 milyon ton tehlikeli madde taşınıyor bu kapsamda kullanılan araç sayısı 55 bin civarında. Bu miktarın 22 milyon tonu akaryakıt ve LPG ürünü, bu taşımayı gerçekleştiren araç sayısı da 23bin tanker, yılda 1 milyon üzerinde sefer yaparak gerçekleştiriyor.
Bu durum, kara yollarında gerçek- leşen taşıma miktarına göre çok fazla hareket eden ve atıl durumda kalan araç olduğunu yansıtıyor. Sebebi ise; bu konuda uzmanlaşmış rmaların loları ile verimli bir şekilde taşıma yapılma oranının düşük, bireysel taşımacılığın yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. Diğer vahim tablo ise tehlikeli madde taşımalarının yüzde 92’sinin karayol- ları ile gerçekleşiyor olması. Üç tarafı denizler ile kaplı ülkemizde deniz yolu ile taşımacılık yeterli seviyede değildir. Demiryolu ile taşımacılık da ise alt yapı, aktarma ve demiryoluna ek karayolu ile kombine edilme sorunları hem mali-
L
yemizde hizmet veren eğitim kuruluşu- muzu o yıllarda kurduk. Sağlık Emniyet Çevre-Kalite ( HSE-Q) politikalarımızı oluşturduk ve sürücülerden yöneticilere kadar müşterileri de kapsayacak şekilde bu standartların sürekli gelişimini, katılımcılığı sağlayarak sürdürdük. Türkiye şartlarına uygun araç dizaynları
Tehlikeli madde taşımacılığında yurt dışında hizmet verdiğiniz ülkelerden bahsedebilir misiniz?
Yurt dışı tehlikeli madde taşıma- cılığında 2. Körfez Savaşı sırasında Türkiye’nin güneyinden Kuzey Irak’da Amerikan Ordusu ve Irak halkı kulla- nımı için 600 bin ton, 34 bin seferin
yet artışı hem de teslimat süreçlerinde uzamalara neden olmaktadır. Bu konuda çözüm ise; multimodel taşımacılık
ve buna uygun üst yapı ekipmanları- nın kullanılmasıdır. Tehlikeli madde taşımacılığında ülkemizde multimodel taşımacılığın geliştirilebilmesi için de alt yapıda iyileştirmeler ve demiryo-
lu taşımacılığının artırılması gerekli.